Gerek 1961 Anayasası’nda gerekse 1982 Anayasası’nda Anayasa Mahkemesi kararlarının geri yürümeyeceği açıkça düzenlenmiştir.

Anayasa’nın 153. maddesinde Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geri yürümeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Gerçekten de 153. maddede aynen, “…İptal kararları geriye yürümez…” denmektedir. Yine aynı maddede iptal edilen hükümlerin iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren yürürlükten kalkacağı da düzenlenmiştir. Ancak yukarıda da belirtmiş olmamıza karşın, Anayasa’daki bu açık hükme rağmen iptal kararlarının geriye yürüyüp yürümeyeceği gerek doktrinde gerekse mahkeme kararlarında tartışmaya neden olmuş ve mahkemeler bu konuda birbirinden farklı ve birbiri ile çelişen kararlara yer vermiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları kurucu niteliktedir. İptal kararları karar tarihi veya iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlanması tarihinden itibaren etki göstermesi ve geçmişe etki etmemesinden bu kararların tespit edici değil kurucu nitelikte olduğunu anlamaktayız. [4] Ancak iptal kararlarında söz konusu yasal düzenlemenin hukuka aykırı olduğu tespiti yapılmaktadır. Bu sebeple de aslında iptal kararlarının tespit edici değil kurucu bir niteliğe sahip olduğunu söylemek iptal kararlarının niteliğine ters düşmektedir. Aksi bir kabul durumunda, denetimi yapan mahkemeye, denetime konu olan ve hukuka aykırı olduğu tespit edilen yasanın iptal kararına kadar hukuka uygunluğunun tesisi yetkisinin verilmesi anlamına gelecektir. Anayasa Mahkemesi iptal kararıyla Anayasa’ya aykırı olan bir kanun karar tarihine kadar hukuka uygunluk kazanmaktadır. [5] Bu ise hukuka aykırı işlemeye sonradan icazet verilmesi niteliğindedir ve bu durum hukuk devleti ilkesi ile normlar hiyerarşisine aykırıdır [6].

İptal kararlarının geriye yürümemesi kuralının mutlak bir şekilde uygulandığı hallerde iptal kararına kadar kanunun uygulanmasından zarar görenler cezalandırılmış veya kanunun uygulanmasından menfaat elde edenler imtiyaz elde etmiş olacak ve iptal kararı ile artık kanun uygulanamaz hale geldiğinde eşitlik ilkesine aykırı bir durum meydana gelecektir. Bu tip adaletsizlikleri gidermek için iptal kararlarının geriye yürümemesine bir istisna getirilmiştir. Bu istisnalara aşağıda ayrıntılı olarak değineceğiz. Ancak getirilen bu istisnalar yeterli olmamıştır.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere, iptal kararlarının geriye yürümezliği düzenlemesinin bu kadar ince çizgi ile düzenlenmesi diğer kanunla çelişmektedir. Bilindiği üzere ceza hukukunda sanık lehine kanunun geriye yürümesi ilkesi esastır [7]. Aynı şekilde kanun maddesinin iptali halinde maddenin iptal edilmesi lehe ise bu sefer de suç işlenen kanun maddesi ortadan kalkacağından Anayasa Mahkemesi iptal kararının derhal uygulanması gerekir [8].

Bu kapsamda değerlendirdiğimizde Anayasa Mahkemesi’nin hukuka aykırı bularak iptal etmiş olduğu maddenin o işlenen suçta sanık lehine bulunması halinde uygulanması mümkündür. Dolayısı ile kanunda istisna olarak sayılmayan bu şekildeki düzenlemeler mevcuttur. Bu kapsamda Anayasa’nın 153. maddesinde yer alan, “…İptal kararları geriye yürümez…”  ifadesinin, “…diğer kanunlardaki istisna düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla iptal kararları geriye yürümez…” şeklinde düzenlenmiş olması daha yerinde olurdu.